Adil, zamanında insanların huzur içinde yaşadığı bir padişah gönül erlerinden bir zata yakınarak şöyle dedi: "Ömrümü âdeta boşa harcadım. Bu tac, bu taht günden güne avuçlarımın içinden kayıp gidiyor. Bu saltanat bir gün biter. Gerçek saltanatı kazananlar Allah (c.c.) yolundaki dervişlerdir. Bu tacı tahtı bırakıp bir tarikata girerek, bir köşeye çekilip ibadetle günlerimi geçirmek istiyorum. Böylece hiç değilse kalan üç günlük ömrümü boşa geçirmemiş olurum."
Bunları duyan Allah dostu zat ona şöyle cevap verir:
"Neler söylüyorsun böyle. Bu fikirden hemen vazgeç. Ibadet halka hizmetten başka bir şey değildir. Ibadeti tesbihten, seccadeden, hırkadan, sarıktan ibaret sanmak cahillerin işidir. Tahtına otur, saltanatına devam et, fakat; ahlak ve tevazuda fakirler gibi ol. Sevgi ve adaletle hükmet. Sahte şeyhler gibi benliğe kapılıp atıp tutma. Allah yolunda olmak lafla atıp tutmakla olmaz. Önemli olan insanın ne dediği değil, ne yaptığıdır."
9 Haziran 2018 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder